14 Mayıs Konuşması

14 Mayıs Konuşması

Sevgili Meslektaşlarım;

Ankara Eczacı Odası Yönetim Kurulu arkadaşlarım adına saygılarımı sunuyorum.

Yine bir 14 Mayıs Eczacılık günü kapsamında bir araya gelmiş bulunmaktayız.

14 Mayıs’lar Ankara Eczacı Odası olarak; görselde baktığımızda bir meslekte 30-40-50-60 yılını doldurmuş meslektaşlarımıza, mesleğimize yapmış oldukları hizmet süreleri kapsamında bir plaket ve akademik aşama kaydetmiş akademisyen meslektaşlarımıza; başarı belgesi verilme töreni gibi görülse de aynı zamanda Akademik, Kurumsal ve serbest eczanelerde görev yapmış meslektaşlarımızla bir araya gelme, mesleki sorunları değerlendirme günü olarak da önemlidir.

Değerli meslektaşlarım; ülkemizin son yıllarda yaşadığı olayları hepimiz içimizde ve görerek yaşadık.

Yaklaşık 90’lı yıllardan günümüze; zaman zaman şiddetlenen, zaman zaman durağanlık gösteren terör olayları nedeniyle gelmiş geçmiş hükümetler yatırımların çoğunu siyasi anlamda terör ve terörizmi önlemek adına yapmışlardır.

Süreçte de son yıllarda ise darbeler, darbe girişimleri ile sıkıntılı süreçler yaşadık.

Bu sıkıntılı süreçte hem ülkece hem de mesleki olarak siyasi bir takım sıkıntıları hep birlikte yaşadık.

Terör ve terörizmi ülke içinden ve dışından bir takım şer odakları finanse ederek ülkemizde kaos yaratmak için her türlü aktiviteleri hayata geçirmek için; var güçleri ile çalıştılar ve emperyalistlerde iki yüzlü yapılarını hayata aktardılar.

Yüzyıllardır emperyalistler ülkemizi bölmek, bölüp parçalamak ve hegemonya kurmak için olanca güçleri ile çalışmış ve ellerinden gelenleri yapmışlardır.

Kurtuluş Savaşında olduğu gibi şimdi de Avrupa’nın şımarık çocuğu Yunanistan, Batı ve Güneybatı denizlerinde, Türkiye’yi acizlik ve gaflet içerisinde göstermek için var gücü ile ortamı germek için savaşım vermiştir. Ancak nafile! Türk Silahlı Kuvvetleri gereğini yaparak istedikleri cevabı vermişlerdir.

Mesleki durumlara bakacak olursak; Eczacı Odaları eczacılar içindir. Mesleğin tüm kulvarlarında görev yapan eczacıların öncelikle odalarına ve birliklerine sahip çıkmaları çok ama çok önemlidir.

Bu meslek için görev yapan tüm eczacılar farklı kulvarlarda görevler yapıyor olsa da ortak paydaları eczacılık mesleğidir. Bu yüzden de mesleğini farklı şekillerde icra eden eczacılar birbirlerinin rakibi değildir ve olmamalıdır. Her bir kulvardaki her bir eczacının sorunu diğer bir kulvardaki eczacının da sorunu olmalı ve bu sorunları ortak payda da birleştirerek, çözümleri ortaklaşa bularak çözmelidir. Bu yüzden de “hepimiz birimiz, birimiz hepimiz için” olmalıyız.

Eczane eczacısının sorunları yıllardır bu kürsülerden dile getirilmekte ve belki de en çok dillendirilen sorunlar olmuştur bu yüzden de eczane eczacısı olmayan diğer meslektaşlarım tarafından da belki tepki bile almıştır. Sorunları belki de en çok eczane eczacıları yaşamış olmalarından dolayı fazlaca dillendirmenin yanı sıra, kamularda çalışan arkadaşlarımızın ortak çalışma platformlarına gerekli destekleri, gerekli katılımları sağlamadıkları, sağlayamadıklarındandır.

Ankara Eczacı Odası olarak bizler kamu ve serbest eczacıların bir sorununu diğerinden hiçbir zaman ayırt etmeden, ortak çalışmanın yol ve yöntemlerini hep aradık.

Özellikle bu dönemde oluşturulan Kamu Eczacıları Komisyonuyla yaptığımız, yapacağımız çalışmalarla ortak paydada sorunlara çözüm yolları araştırmak için gerekenler yapılmaya çalışılmıştır.

Yine Odamız bünyesi içerisinde oluşturduğumuz komisyonlarla; kamu ve serbest eczacıları bir araya getirerek; Meslek İçi Eğitim Programları, Sosyal etkinlikler gibi çalışmalarımızı sürdürmekteyiz.

Tüm kulvarlarda çalışan meslektaşlarımızın mutlaka sorunları vardır.

Kamuda çalışan meslektaşlarımızın; özlük hakları, kıdem tazminatları, çalışma ortamları, kadro, mesleki kadroda üst kademelerde görev alamamaları, Akademilerde ise YÖK tarafından yeterli kadro verilmeyişi gibi sorunlar artırılabilir.

Fakültelerimizde diğer meslekten kişilerin Eğitim - Öğretim kadrolarına atanmaları, fakülte dekanlarının eczacı olmadığı eczacılık fakülteleri, şişirilmiş öğrenci alım kontenjanları, anlamsız açılan eczacılık fakülteleri ve bağlı olarak yetersiz eğitimle mezun olacak öğrenciler.

Serbest eczanelerde, değişen döviz kuruna rağmen karşılığı tam olmayan düşük ilaç fiyatları, yok edilen kar oranları, eczaneler üzerine yıkılan iş yükleri, baskı ve denetimler ile yıldırmalar, zincir ve muvazaa sorunları gibi saydıkça sayılabilecek sorunlar…

Hastanelerde görev yapan meslektaşlarımızın döner sermayeden yeterince yararlanmamaları, zaman zaman başka meslekten kişilerin idari amir olarak üstlerine atanmaları, çalışma şartlarının ve koşullarının uygun olmayan ortamlarda olmaları gibi sorunlar öncelikli olarak sayılmalıdır.

İşte bu sorunları; başta da ifade ettiğim gibi kendi sorunlarıyla özdeş ve eşit tutarak mesleki çatı altında dillendirir ve çalışırsak çözümler bulunacaktır.

Bu yüzden eczacı odalarına üye olmayan meslektaşlarımı eczacı odamıza üye olmaya; üye olanları da odamız bünyesinde faaliyet gösteren komisyonlarda ve odanın değişik organlarında görev üstlenmeye davet ediyorum.

Büyük Önderimiz;

“Bir αmαcα doğru yürürken, kişisel düşünce ve çıkαrlαrı, bir tαrαfα bırαkαrαk, el ele vermek icαp eder; bαşαrının sırrı budur.” Demiş.

Sözlerime burada son verirken geleceğin hepimize, mesleğimize güzel günler getirmesini dilerken 14 Mayıs Eczacılık Günümüzü ve 19 Mayıs Atatürk’ü Anma Gençlik ve Spor Bayramımızı en içten dileklerimle kutluyor, saygılarımı sunuyorum.

ECZ. SÜLEYMAN GÜNEŞ
BAŞKAN