TEB 41.Dönem 1.Bölgelerarası Toplantı Konuşması

TEB 41.Dönem 1.Bölgelerarası Toplantı Konuşması

Merkez Heyetimizin Değerli Başkan ve Üyeleri, Denetleme Kurulumuzun Değerli Başkan ve Üyeleri, Sayın Hocalarım, Kooperatiflerimizin Başkan ve Yönetim Kurulu Üyeleri, Yüksek Haysiyet Kurulumuzun Değerli Üyeleri, Erzurum Eczacı Odamızın Değerli Başkan ve Yönetim Kurulu Üyeleri, Değerli Başkanlarım ve Odalarımızın Değerli Yöneticileri, Kıymetli Delegelerimiz ve Meslektaşlarım… Hepinizi Ankara Eczacı Odası Yönetim Kurulu ve Ankara ile Kırıkkale’de hizmet veren tüm meslektaşlarım adına saygıyla selamlarım.

Erzurum Eczacı Odasının ev sahipliği ve konukseverliği için teşekkür ediyorum. Ayrıca bölgelerarası toplantısının Erzurum’da yapılmasını çok arzu eden Değerli Başkan Hasan Fehmi Altıntaş ve  Rafet Şahin ağabeyleri de rahmetle anıyorum.

Değerli Meslektaşlarım,

Sizlerin de çok iyi bildiği gibi, ülkemizin iç huzurunu bozamaya yönelik düzenlenen hain terör saldırıları bir kaos ortamı oluşturmaktadır. Yaklaşık  30-40 yıldır iç ve dış kaynaklı oluşturulmaya çalışılan ve zaman zaman şiddeti daha da artan bu olaylar; çoğu zaman müttefikimiz olarak bildiğimiz, yüzümüze dost görünen ancak, arka planda düşmanca düşüncelerini, sinsice hayata geçirmeye çalışan dış mihraklar tarafından desteklenmektedir.

Önceleri sağcı - solcu diye kutuplaştırmaya uğraşırlarken, son yıllarda ırk, cins, din ve siyaset ayrımı ile güzelim ülkemiz ve insanlarımız ayrıştırılmaya çalışılmaktadır.

Bu süreçler malumunuz; Türk Silahlı Kuvvetleri (TSK)'nin içine kadar sızan ve ayrı bir paralel yapı oluşumu sonucunda gelişen darbe ve darbe planları…Yine ülkemizin jeopolitik önemi nedeniyle emperyalist güçlerin müdahaleleri…Hatta bu güçler, sadece ülkemiz ile sınırlı kalmayıp, komşu ülkelere yaptıkları müdahalelerle de ülkemizin iç huzurunu bozmakta ve kargaşa ortamı oluşturmaktadır.

Nitekim TSK'mız bu düşüncelere karşı çıkmak ve ülkemizi savunmak adına, Suriye ve  Irak sınırı ile Ege ve Akdeniz'i korumak adına mücadele etmiştir.

Bu konular ile ilgili bilinmesi gereken en net ve gerçek ifade şudur ki; bu ülke insanları hiçbir koşulda emperyalist güçlere geçit vermeyecektir!

Söz konusu emperyalizm ile mücadele olunca, 156 ülkenin de ortak görüşü olan, dünya üzerindeki bu sömürü düzenine "DUR!" diyebilen ve ekonomik bağımsızlık olmadan tam bağımsızlığın olmayacağını vurgulayan  Büyük Önder Gazi Mustafa Kemal ATATÜRK'ü anmadan geçemeyeceğim.

Değerli Meslektaşlarım,

Bir seçim sürecini daha geride bıraktığımız şu günlerde, son 10 yıl içinde neredeyse her iki yılda bir seçim sürecinden geçtiğimizi görüyoruz. Normal şartlarda 2019 yılında yapılması gereken seçimler, TBMM’nin kararı ile erken seçime dönüştü ve 24 Haziran'da da seçime gidildi.

Bu seçimlerde bazı illerimizden meslektaşlarımız da aday oldular. Öncelikle, milletvekili adayı olan meslektaşlarımı aday olma cesaretlerinden dolayı kutluyorum. Seçimlerde  milletvekili olmaya hak kazanan sayın meslektaşlarıma ve meclise giren tüm vekillerimize başarılar dilerken, Atatürk'ün ilkeleri doğrultusunda ülkemiz ve mesleğimiz için verimli çalışmalar yapmalarını diliyorum.

Saygıdeğer Meslektaşlarım;

Mesleğimizle ilgili meselelere gelecek olursak; tüm meslektaşlarımın da bildiği gibi eczacılıkla ilgili en önde gelen sorunun ekonomik problemler olduğunu söyleyebiliriz.

Eczacıların ekonomik sorunlar yaşadığını gösteren ana kanıt,  SGK ile yapılan protokolde yer alan iskonto barajındaki değişiklerdir. Bu sorun son aylarda dolar ve avrodaki yükselişe bağlı olarak daha da artmış ve bütçelerimizdeki açık günden güne büyümüştür. Dövizdeki hızlı yükselişe rağmen, ilaç fiyatlandırması sabit kur üzerinden devam etmiş; artması gereken ilaç fiyatları artmamış ve bu durum gelir-gider dengelerindeki makas aralığını açmıştır.

Tüm bu nedenlerle ilaç fiyatlarının yılda bir kez düzenlenmesini içeren kararnamenin yeniden ele alınması ve günümüz koşullarına uygun hale getirilmesi büyük önem taşımaktadır.

Mesleğimiz ile ilgili kanayan bir  diğer yara ise, kamuda çalışan eczacılarımızın maaşlarıdır. Akademisyenlerimizin ve kamuda çalışan eczacılarımızın maaşlarında artış yapılması gerekmektedir. Kamu eczacılarımızın kıdem tazminatı, döner sermaye ve nöbet hakları başta olmak üzere, özlük hakları ile ilgili iyileştirmeler yapılması önemlidir. Dolar ve avro yükselirken, maaşların sabit kalması meslektaşlarımızın mağduriyetini artırmaktadır.

Ele alınması gereken bir diğer konu ise, Maliye Bakanlığının işyerlerimizde kullanılan bilgisayar ve yazar kasaların entegre edilmesi ile ilgili tebliğdir. Bu tebliğe göre bu entegrasyon işleminin tamamlanması için Ağustos ayının sonuna kadar mühlet verilmiş olsa da; Merkez Heyetimiz TEBEOS'u güncelleyerek bu geçişi hızlı bir şekilde yaparken, diğer yazılım programları için talep edilen entegrasyon ücretlerinin düşürülmesi için de gereken çalışmaları yürütmelidir. Eğer amacımız bir ekonomik kazanç sağlamak ise, bu durumun istenilen şekilde ele alınması meslektaşlarımız için ekonomik bir kazanım olacaktır.

Denetleme ile ilgili konulara gelirsek;Tarım Bakanlığımızca yapılan ve seçim dönemi yoğunluğundan kaynaklı, sadece son bir aydır ara verilmiş olan denetimler ile ilgili sorunlarımız devam ediyor. Süreç ile ilgili sorunun çözümü için çalışmaların devam etmesi ve gerekenin yapılması sağlanmalıdır.

OTC konusu ile Odalar olarak TEB ile bir çalışma yapmamız gerektiğine inanıyorum. Sistem ile ilgili bir ön çalışma yapmalı, listeler yayınlanmadan gereken önlemleri almalıyız. Aksi takdirde yayınlanmış listeleri düzeltmemiz çok daha zor olacaktır.

Üzerinde çalışılması gerektiğine inandığım diğer bir talebim ise,  TEB-SGK arasında gerçekleştirilen protokol görüşmelerinin yapıldığı sırada, bankaların da eş zamanlı olarak eczanelerimizle sözleşme yapmak istemeleri ile ilgili olacak. Bu konu ile ilgili eczacılarımızın bu sözleşmeleri imzalamaması konusundaki duyuruyu, Birliğimizin sayfasında yayınlandığı şekliyle bizler de yaptık.  Bu duyuruların ilk yayınlandığı zamanlarda neredeyse hiçbir eczacımız sözleşme imzalamadı. Ancak devam eden süreçte TEB ve bizlerin bu konuda sürdürdüğü çalışmaların yeterince hızlı olmaması nedeni ile bankaların sözleşme konusunda, tabiri caiz ise sıkıştırmalarına eczacılarımızın daha fazla karşı koyamadığını ve sözleşme imzaladıklarını duyuyoruz. Bu konuya hızlı bir şekilde çözüm getirilmesi ve belirsizliğin ortadan kaldırılması gerekmektedir.

Yardımcı Eczacılık konusunda yaşanan belirsizlik de hala devam etmektedir. Kervan yola çıkmadan ve dizilmesini beklemeden Merkez Heyetimizin çalışmalar yapması ve konuya açıklık getirmesi gerekmektedir.

Bir diğer konu ise renkli reçete sistemidir. Bu sürecin önümüzdeki günlerde başımızı ağrıtmaması için gereken çalışmalar şimdiden çok iyi planlanmalı ve gerekli adımlar atılmalıdır.

TEB Merkez Heyetimiz yaklaşık yedi aydır görev başındalar. Bu süreç içerisinde yapmış oldukları çalışmalardan dolayı kendilerine teşekkür ediyorum. Yedi aylık çalışma süreci eczacılıkla ilgili çalışmaların tamamlanması ve verimlilik değerlendirmesi açısından çok kısa bir süreç. Kendilerine önümüzdeki dönemde yapmaları gereken birikmiş işler için şimdiden kolaylıklar dilerim.

Konuşmamın sonlarına gelirken bir bilgi paylaşmak ve iki tane de sitemde bulunmak isterim. Bildiğimiz gibi SGK - AFAD reçeteleri ile ilgili itiraz komisyonu toplantıları yapılmakta, bu komisyon toplantısına SGK’dan iki, kamudan bir eczacı katılırken, ilgili eczacı odasından bir temsilci ve bir de itirazda bulunan eczacı katılmaktadır. Biz de Odamıza diğer Odalardan gelen talepler doğrultusunda bu toplantılara temsilci göndermekteyiz.

Ankara Eczacı Odası olarak, diğer 11 eczacı odasını temsilen itiraz inceleme komisyonuna katıldık ve incelenen 69 dosya ile 159.226,29 TL'nin eczacılarımızın ceplerinde kalmasını sağladık. Bu sayıya Ankara Eczacı Odası üyesi eczacıların dahil olmadığını belirtmek isterim.

Gelelim sitemlerime... Birincisi, yazdığımız yazılara cevap verilmemesi… Lütfen yazılarımıza cevap veriniz. Bu zamana kadar TEB'e çok sayıda yazı gönderdik ancak, buradan iki tanesini dillendireceğim.

İlki, yardımcı eczacılık hususunda odamıza gelen yazılı ve sözlü sorular ile ilgili. Yardımcı eczacılık konusunda belki de en fazla soru alan Odayız ve eczacılarımıza ne şekilde cevap vermemiz gerektiği konusunda tereddütler yaşıyoruz. Aslında soruların cevaplarını biliyoruz ancak mesleki bir işbirliği ile ortak bir paydada bilgilendirme yapmalıyız.

Cevap alamadığımız ikinci konu ise bölgelerarası toplantının ev sahipliği için bulunduğumuz talebimiz. Bu konuda gönderdiğimiz yazımıza da, ne yazık ki, henüz cevap alamadık.

Son olarak kongreler konusundaki sitemimle konuşmamı bitireceğim. TEB Merkez Heyeti tarafından her iki yılda bir organize edilen, mesleki gelişimimiz adına çok faydalı olduğunu düşündüğümüz kongreler yapılıyor. Ancak bir dönem Ankara Eczacı Odası, bir dönem  İstanbul Eczacı Odası işbirliği ile organize edilmesi gerektiğine inandığımız bu kongreler, Ankara'ya sıra geldiğinde pas geçiliyor. Konu ile ilgili talebimize de henüz cevap verilmedi ve süreç içerisinde kongrenin ortağı olmadığımız da belli oldu.

Canınız sağ olsun diyorum.

Konuşmamı sonlandırırken Büyük Önderimiz Mustafa Kemal Atatürk'ün, "YURTTA BARIŞ, DÜNYADA BARIŞ" vecizesinin dünyada, ülkemizde ve mesleğimizde hayat bulması temennilerimle hepinize saygılarımı sunuyorum.

ECZ. SÜLEYMAN GÜNEŞ
ANKARA ECZACI ODASI BAŞKANI